- kaplayan
- adj. covering, wraparound
Turkish-English dictionary. 2013.
Turkish-English dictionary. 2013.
ada — is., coğ. 1) Deniz veya göl suları ile çevrilmiş küçük kara parçası, cezire İnziva yerim bazen limanda bir şileptir, bazen bir ada. R. H. Karay 2) Trafiğe açık bir yol üzerinde sola dönüşleri sağlayan, sağ tarafta veya yol ortasında yer alan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
akciğer — is., anat. 1) Göğüs kafesinin büyük bir bölümünü içten kaplayan, kanı temizleyen, sağlı sollu iki parçadan oluşan solunum organı 2) Bronşçukların son bölümü Birleşik Sözler akciğer göbeği akciğer kesecikleri akciğer lopçuğu akciğer peteği akciğer … Çağatay Osmanlı Sözlük
akciğer zarı — is., anat. Göğüs boşluğunun içini ve bu boşluğun içinde bulunan akciğerin dışını kaplayan ince zar, plöra … Çağatay Osmanlı Sözlük
bolluk — is., ğu 1) Bol olma durumu Eteğin belinde bir bolluk var. 2) Parasal bakımdan rahatlık Hep eski bolluk zamanlarında yapılmış büyük vezir konaklarına rastlanırdı. A. Ş. Hisar 3) Fazlalık Öteden beri dergileri kaplayan şiir bolluğundan ürkerim. N.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çatı kaplayıcı — is. İskele kurup ahşap çatı kaplamasını yapan, duvarları keçe veya özel kâğıtlar ile kaplayan usta … Çağatay Osmanlı Sözlük
çenek — is., ği, bit. b. 1) Tohumda embriyoyu kaplayan etli bölüm Bakla, fasulye gibi bitkilerin tohumlarında ikişer çenek bulunur. 2) hay. b. Kuşların gagasını oluşturan alt ve üst bölümlerden her biri 3) hay. b. Böceklerde ağzın iki yanında bulunan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
deniz — is. 1) Yer kabuğunun çukur bölümlerini kaplayan, birbiriyle bağlantılı, tuzlu su kütlesi 2) Bu su kütlesinin belirli bir parçası Marmara Denizi. Karadeniz. 3) Aydaki düzlükler 4) mec. Geniş alan 5) mec. Çokluk, yoğunluk Birleşik Sözler deniz… … Çağatay Osmanlı Sözlük
deri — 1. is. 1) İnsan ve hayvan vücudunu kaplayan tüy, kıl veya pulla kaplı tabaka, cilt, ten Bütün kemikleri, ince bir deri altında birer birer sayılıyordu. P. Safa 2) sf. Bu tabakadan yapılmış Üstünde yine o siyah deri pardösüsü, kolunda siyah deri… … Çağatay Osmanlı Sözlük
diş eti — is., anat. Diş köklerini kaplayan kalın kırmızımtırak et Birleşik Sözler diş eti damak ünsüzü diş eti dudak ünsüzü diş eti ünsüzü … Çağatay Osmanlı Sözlük
epitelyum — is., biy., Fr. épithélium Tek veya çok hücreden oluşan, vücudun bütün dış ve iç yüzeylerini kaplayan doku Geniz, ağız, mide gibi iç boşlukları epitelyumla kaplıdır … Çağatay Osmanlı Sözlük
friz — is., Fr. frise 1) Tavandan inerek sahnenin üst kısmını, sahne boyunca kaplayan kısa, dar perde 2) mim. Eski Yunan ve Roma yapılarında taban kirişi ile çatı arasında kalan, üzeri boydan boya kabartmalarla süslü bölüm, efriz … Çağatay Osmanlı Sözlük